Dengeli Bir Asgari Ücret için Gece Gündüz Demeden Çalıştık

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı    Özgür Burak Akkol, 2022 yılı için belirlenen asgari ücrete dair bir açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada TİSK’in sürecin başından bu yana, çalışanları enflasyon karşısında koruyacak bir asgari ücretin belirlenmesi ve bu kararın üçlü mutabakat ile imzalanması yönündeki yoğun çalışma ve arzusuna dikkat çekildi.

Akkol, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“TİSK olarak bugüne kadar ülkemiz için faydalı olan her kararın arkasında durduk. Bugün de bu yaklaşımla hareket ederek imzamızı attık.

TİSK camiası salgında istihdamını korudu. Küçülmedi, büyüdü. Kısa çalışma döneminde dahi çalışanlarına tam ücret ödedi. Salgında hastane, yangında fidan desteğiyle, elinden gelen her türlü imkanla devletinin yanında oldu. Asgari ücret sürecinde de tüm paydaşlarımızın faydası için azami gayret gösterdi.

Sürecin en başından beri ifade ettiğimiz, 4 ana prensibimizin komisyon kararıyla birlikte hayata geçtiğini görmek memnuniyet verici. Neydi bu prensipler;

-              Ne olursa olsun çalışma arkadaşlarımızı enflasyona karşı koruyacağız dedik.

-              Çalışanlar lehine, vergi veya teşvik düzenlemesi ile devletimizin çalışanın yükünün bir kısmını hafifletmesi önemli dedik.

-              Son 20 yılda sadece 4 kere olan, işçilerimizin, devletimizin ve işverenlerimizin mutabık kalarak üçlü imza atmasını, bu sene hayata geçirmek istiyoruz dedik. Ülkemizin buna ihtiyacı var dedik.

-              Dördüncü ve son olarak, küresel boyutta yaşanan gelişmelerle birlikte %60'lara varan üretici enflasyonuyla, tedarik sıkıntılarıyla mücadele etmeye çalışan işletmelerimizi, sanayicimizi, ihracatçımızı, esnafımızı, girişimcimizi teşviklerle desteklememiz lazım dedik.

Bu temel sebeplerle, geçmiş yıllardan daha meşakkatli bir komisyon süreci yaşandı. Bu zorlu süreçte, çalışma arkadaşlarımızın yüzünü güldürecek, işverenlerimizi yeni yatırımlar, ilave istihdamlar için zorlamayacak, dengeli bir asgari ücret için gece gündüz demeden çalıştık. Nasıl olmayacağına değil, nasıl çözüm üretebileceğimize odaklandık. Eylül ayından bu yana bu 4 prensibi savunduk. Süreç boyunca sürdürülen pozitif iklimden de memnuniyet duyuyoruz.

Biliyoruz ki hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Çalışan olmadan işveren olmaz. İşveren olmadan çalışan olmaz. Devlet olmadan hiçbiri olmaz.

Biz TİSK olarak işletmelerimizin büyümesinin, “çalışanların emeklerinden, haklarından kısılarak” olmasını istemiyoruz.  Bu bakış açısının artık geride kalmasını istiyoruz. İnanıyoruz ki bizim farkımız, güçlü teknolojik altyapımız ve nitelikli insan gücümüz olacak. Dünyayla böyle rekabet edeceğiz. Bu anlayışımıza rağmen, süreçte hak etmediğimiz bazı söylemlerle, ithamlarla da karşı karşıya kaldık. Aklımızdan dahi geçmeyen birtakım rakamlar bizim adımıza telaffuz edildi. Bizimle ilgisi olmayan, hiçbir koşulda telaffuz etmediğimiz rakamlar paylaşıldı. Burada tekrar belirtmek isterim. Sakinliğimizi koruduk. Biz, buradaki kararlılığımıza gölge düşürecek ne bir rakam ne de oran açıkladık.

Bugün mutabık kalınan ücretin bu prensiplerle dengeli bir ücret olduğunu düşünüyoruz.

Uzun süredir dile getirdiğimiz, ücretler üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi konusunda bu sene işçi kesimi ile de vardığımız mutabakat, kamu tarafında da karşılık bulmuştur. 

Bu kapsamda asgari ücret tutarı, gelir ve damga vergisinden muaf tutulmuş ve tüm çalışanların ücretlerinde asgari ücret tutarına kadar olan kısım için de vergi muafiyeti sağlanarak süreç stratejik öneme sahip bir kararla sonuçlanmıştır.

Bu vesileyle başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bakanımız olmak üzere komisyon çalışmalarına katkı sunan kamu, işçi ve işveren temsilcilerine teşekkürlerimizi sunuyorum.

TİSK olarak bugüne kadar hep “Birlikte Mümkün” dedik. Demeye de devam edeceğiz.

Bu ülkenin üretimini, büyümesini var eden çalışma arkadaşlarımız ve işverenlerimiz var olsun. Yeni asgari ücret ülkemize ve halkımıza hayırlı olsun.”